20 Temmuz 2012 Cuma

Garanti Bankası Çağrı Merkezi

İlk yazılarım ya, sık sık yazmak istiyorum. Şimdilik birikmiş konu çok tabi. Sonrası nasıl olur bilemiyorum. İlk mülakat deneyimimi anlatmam lazım biran önce. Staj için değildi, üniversiteye gelişimin 2.senesi. Yakın arkadaşlarımdan birinin abisi üniversitede okurken bir bankanın çağrı merkezine girmiş çalışmak için 6 saat çalışıp çok iyi paralar kazanabiliyormuşsun. Bakmayın öyle iyi dediğime, öğrenciyken harçlığının 100-200 lira artması bile büyük sevinç. Bir de üstelik iş hayatına atılma hevesi içerisindeyseniz, ilk fırsatta ben de yapmalıyım diyorsunuz. Durum böyle olunca kariyer.net' de gördüğüm Garanti Bankası'nın çağrı merkezi departmanına başvurdum. Bir insan kaynakları firması aradı, görüşmeye çağırdı. Mülakat nedir, nasıl hazırlanılır, ne giyilir hiç bilmem ki.. Neyse ki internet var diyerek yola çıktım sabahın 9'unda. Bir odaya aldılar beni içeride bir sürü genç, benim gibi. Sınav ortamı bildiğin, kalemler, silgiler hazırlanmış. Soru kağıtları dağıtılınca bi su serpildi içime, malum üniversite sınavı, proficiency sıklıkla sınava girmeye alışkınım o ara. Kolaylıkla yapıverdim, genel yetenek ve ingilizce vardı sanırım yanlış hatırlamıyorsam, uzun zaman oldu. Sonrasında bu testi başarıyla geçenleri bir odaya aldılar. 7 kişi ne yapar ki bi odada diye düşünmeme kalmadan kendimizi tanıtmamaız istendi. Boğaziçi Üniversitesinden geliyorum ya bir özgüven dolmuşum ki o an, kasım kasım kasılıyorum. Peşinsıra önümüze bir konu verildi "üniversite tercihleri yeteneklere göre mi yapılmalıdır, başarı sırasına göre mi". İlk kez mülakata girmiş bir insan olarak bekliyorum sırayla konuşacağız diye umarak. Yok, herkes birbirini bastırma çabası içinde. Söylenen bir çok şey ise mantıksız ve tutarsız. Ne yapmam gerektiğini çözüp iki kelime edinceye mülakat sona erdi. İçeride yalnız 3 kişinin kalması için isimleri okudular ki aralarında ben yoktum. Kalanlar sesini yükselten, başkalarının lafını bölenlerdi hep. Hiçbir anlam verememekle birlikte biraz hayal kırıklığı içinde ayrıldım salondan. Çıkınca ben zaten fazla gelirdim oraya diyerek kendimi teselli etme çabasına girsem mi girmesem mi bilemedim. Bu durumun sıklıkla tekrarlanacağını da bilmediğimden olsun deyip hayatıma devam ettim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder